7 Kasım 2020 Cumartesi

Yaşlılara çok önemli uyarı: Tokalaşmayın ve kucaklaşmayın!

Normalleşme dönemiyle birlikte 65 yaş ve üzerindekilerin koruyucu önlemlere devam etmesi gerekiyor. Ev dışında mutlaka maske takılması gerektiğini belirten Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi Geriatri Uzmanı Prof.Dr. Mehmet İlkin Naharcı "Yaşlılar, sarılma ve tokalaşmadan uzak dursun" uyarısında bulundu

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi Geriatri Uzmanı Prof.Dr. Mehmet İlkin Naharcı, yeni tip corona virüsün (Covid-19) küresel ölçekte birçok ülkeyi etkilediğini ve bu mücadelede hastalığın oluşturduğu sorunlar açısından en önemli risk grubunun özellikle 65 yaş ve üzeri bireyler olduğunun bilindiğini söyledi.

"Bulaşma riskindeki artış maske takmakla azaltılabilir"

Pandemi sürecinin ilk döneminde olduğu gibi yeni normalle geçiş sürecinde de sağlıklı kalabilmek için bu yaş grubundaki bireylerin koruyucu önlemlere dikkatle uymaya devam etmesi gerektiğine işaret eden Naharcı, bu dönemde koruyucu önlemlerin, sosyal mesafe-maske kullanımı-hijyen tedbirleri olarak özetlenebileceğini aktardı.

Prof.Dr. Naharcı, "Ülke genelinde sosyal izolasyon kısıtlamalarının kaldırılması ile toplum içindeki temasımızın tekrar başlaması neticesinde oluşan hastalık bulaşma riskinde artış; en az 2 metre mesafeye dikkat edilerek sosyal teması azaltmak ve kapalı ortamlardan mümkün olduğunca uzak durmakla, ev dışında mutlak suretle maske takmakla azaltılabilir" diye konuştu.

"Tokalaşma ve kucaklaşma yapılmamalı"

Bu dönemde yine ellerin en az 20 saniye bol su ve sabunla yıkanması gerektiğini belirten Naharcı, kolonya kullanılmasına devam etmenin bulaşma riskini ciddi anlamda düşürüceğini dile getirerek, şu bilgileri verdi:

"Tokalaşma ve kucaklaşma yapılmamalı, uzaktan selamlaşmaya devam edilmelidir. Pandemi boyunca evde kalan büyüklerimiz, yeni normal ile birlikte 3 altın kurala dikkat ederek günlük yürüyüş ve egzersizlerini açık havada yapabilir. Günlük düzenli fiziksel aktivite ile beraber sağlıklı ve dengeli beslenme ve düzenli uyku da güçlü bağışıklık sisteminde önemli rol oynamaktadır. Sağlıklı beslenme için seçilecek gıdalar protein, lif, vitamin, mineral ve antioksidanlardan zengin olmalı ve günlük yeterli su tüketimi de ihmal edilmemelidir. "

Psikososyal problemlerin yönetimine dikkat!

Yeni normalleşme döneminde diğer vurgulanması gereken bir noktanın da psikososyal problemlerin yönetimi olduğuna işaret eden Naharcı, şunları kaydetti:

"Özellikle ölüm korkusu, yaygın endişe nedeniyle salgın başlangıcında akut stres bozukluğu ve sonrasında travma sonrası stres bozukluğu yaşanabiliyor. Bu durumda yaşlı bireylerde huzursuzluk, gerginlik, uykusuzluk, kabus görme gibi belirtiler görülebiliyor. Ruhsal sorunlara bağlı olarak fizyolojik sorunlar da sıklıkla bu dönemde ortaya çıkıyor. Uykuya dalmakta ve sürdürmekte zorluklar yaşanabiliyor ya da uyku yeterince dinlendirici olmuyor. İştah azalmakta ya da artmakta ve buna bağlı olarak mide bağırsak sisteminde sorunlar oluşabiliyor. Bu dönemde böyle belirtiler gösterenlerin sağlık kuruluşlarına başvurması faydalı olacaktır."

Prof.Dr. Naharcı, ayrıca salgın ile ilgili televizyondaki olumsuz haberlerden uzak durmanın ve bilgi kirliliğinden korunmanın psikososyal problemlerin yönetiminde olumlu katkı sağlayabileceğini vurgulayarak, "Sonuç olarak, kısıtlamaların gevşetilerek yeni normalleşme dönemine adım attığımız bu süreçte ileri yaş grubundakiler koruyucu önlemlere mutlak surette uymaya devam etmelidirler. Bunun yanında, bedensel veya ruhsal problemler yaşadıklarında sağlık kuruluşlarına başvurmaktan çekinmemelidirler" dedi.

eb74929bfbee44fa8dc230cda972d8fb

Karşınızdaki kişiyi tanımanıza yardımcı olacak 9 kritik soru

Kişi istemedikçe sizi hayatının içine tamamen almayabilir ve onu tanımanıza izin vermeyebilir. Ancak birtakım sorularla gösterdiği yüzün biraz derinine inmek mümkün. İşte karşınızdaki kişiyi tanımanıza yardımcı olacak o 9 kritik soru...

Bazen bir arkadaş edinmek, bazen bir sırdaş bulmak, hayatınızı paylaşacağınız kişiye karar vermek... Sebebiniz bunlardan hangisi olursa olsun karşınızdakini iyi tanımak, daha doğrusu iyi tanıyabilmek çok önemlidir. Nasıl bir insanla karşı karşıya olduğunuzu anlamak her zaman kolay olmayabilir. Bu soruları sorarak karşınızdaki kişiyi daha iyi tanıyabilirsiniz. İşte karşınızdaki kişiyi tanımanıza yardımcı olacak 9 kritik soru...

İçinde öleceğiniz tarihin yazılı olduğu bir zarfı açar mıydınız?

Bu soruya verilen cevap sayesinde bir insanın kader algısı ve hayata genel olarak bakış açısı konusunda fikir sahibi olabilirsiniz.

Kendinizle arkadaş olur muydunuz?

İnsanların bu soruya vereceği cevap öz saygıları, güçlü ve zayıf tarafları ve ne kadar ilginç bir insan oldukları hakkında size bilgi verir.

Bir insanın kafasının üstünde bir ölçekle gezdiğini düşünün, bu ölçek o insanın hangi özelliğinin seviyesini gösteriyor olsun isterdiniz? (Toplumdaki yeri, mutluluk seviyesi ya da mal varlığı gibi)

Karşınızdaki kişinin bu soruya vereceği cevap onun değerlerini ve önceliklerini ortaya çıkaracaktır.

Diğer insanlardan farklı yaptığınız şey nedir?

İşte bu soru sayesinde bir insanın kendisine ne kadar saygı duyduğunu, mizah anlayışını ve ne kadar özgün bir kişiliğe sahip olduğunu anlayabilirsiniz.

Eğer partneriniz onu istemeden aldattığınızı asla öğrenemeyecek olsa ona bu konudan bahseder miydiniz?

Bu soruya verilen cevap, kişinin ahlak anlayışını ve başka insanlara nasıl davrandığını ortaya çıkarır.

Bugünü daha önce 100 kez daha yaşadım hissine hiç kapıldınız mı?

İnsanların bu soruya vereceği cevap aslında hayatlarını nasıl yaşadıklarının özeti nitelikte olacaktır. Aynı zamanda yaşadıkları hayat onlar için ne kadar anlamlı bunu da çözmüş olacaksınız.

Eğer kadınlar ve erkekler iki farklı gezegende yaşayacak olsaydı bu gezegenlerde neler yaşanırdı?

Bu soruya alacağınız cevap, karşınızdaki kişinin basmakalıp düşüncelere mi sahip olduğunu yoksa mantıklı bir insan mı olduğunu öğrenmenizi sağlar.

Aç bir çocuğa yemek yedirebilmek için bir suç işlemeniz gerekse bu sizi kötü bir insan yapar mı?

Bu soruya verilen cevap ise yine kişinin ahlak anlayışını ve ailesine karşı tutumunu yansıtır.

Eğer mutluluk para kazandırsaydı, sizin mesleğiniz ne olurdu?

Bu soru sayesinde ise karşınızdaki kişinin hayallerini ve hayatta nelerden uzakta kaldığını düşündüğünü anlayabilirsiniz.

Sizin İçin SeçtiklerimizTaonga: tropikal çiftlik2020'nin En Bağımlılık Yapan Çiftlik Oyunu. Yüklemeye Gerek YokTaonga: tropikal çiftliktuttur.comiddaa uzmanları bugün için hazır kuponlarını paylaştı!tuttur.comVikings: Free Online GameBu oyunu 1 dakika oynayın ve neden herkesin hayran olduğunu görünVikings: Free Online GameTaboola'danTaboola'dan 1ae351ed26a244c6add6e6f54e0d22cb

Sevgilinizin sizi gerçekten sevdiğini gösteren işaretler

Gerçek aşk bazen hissedilmekle kalmaz, gözle de görülebilir. Her durumda kanıt arayan ve gerçekleri tercih eden biriyseniz hazırladığımız işaretlere göz atmalısınız...

Yemeğini sizinle paylaşır

Genel olarak insanların yemeklerinden başkalarının yemesini sevmez. Partneriniz yemeğini sizinle paylaşıyor ve size bir tat sunuyorsa bu sevginin bir işareti olabilir. Size olan yakınlığı, yemeğini bile sizinle paylaşmaya iter.

Telefonunu sizden saklamaması gerekir

Güven, ilişkilerde sarsılmaması gereken temel özelliklerden biridir. Telefonda parola, parmak izi gibi özellikleri herkes kullanır. Fakat sevgilinizin telefonunu sizden hep sakındığını hissediyorsanız bu iyiye işaret değil. Bir şey saklamadığı halde bu durumu seziyorsanız bir süre sonra davranışlar garipleşebilir. Bu durum da güven ile inşa edilmiş bir ilişkinin sonunu getirebilecek türde. Eğer partneriniz sizden bir şey saklamayıp açıkça telefonunu gösterebiliyorsa sakladığı bir şey de yok demektir. Zaten her ilişkide olması gereken durum da bu.

En sıkıcı anlarda bile sizinle olmalı

Alışveriş, erkekler için çok da eğlenceli bir aktivite değil. Fakat sevdiği kişi için yapmayacağı şey yoktur. Bu yüzden sıkıcı olan her anda bile sevdiği kişiyle olmayı isteyecektir. Her iki taraf da birbirinin kişisel hobilerine ayak uydurmalı ve karşı çıkmamalıdır. Arada oluşan sevgi sizi buna katlanmaya sürüklemeli.

Sessizliği değil, konuşmayı tercih etmeleri gerekir

Sevdiğiniz kişiyle birlikte her şeyi konuşabilmelisiniz. Konuşacak bir konunuzun olmadığını söylemek sadece geçiştirmeden ibaret. Tartışmalarınız için de bu geçerli. İlişkiniz ile alakalı bir problem yaşadığınızda bunu konuşarak çözmeyi denemeniz gerekir. Partneriniz tartışma sırasında olayları yatıştırmak için çabalıyorsa size gerçekten değer veriyor olabilir. Dürüstçe konuşmaya başladığınız zaman aranızdaki ufak problemler net bir şekilde çözülmüş olacaktır.

Sizinle birlikte olduğu için gurur duymalı

Eşinizin sizinle olmaktan gurur duyduğunu görmek, canlandırıcı ve pozitif enerji yayan bir durumdur. Gerçekten size değer verip sizi seven biri sizi arkadaşlarına, ailesine, meslektaşlarına tanıtmaktan korkmaz. Ve sizin her türlü başarınızda veya başarısızlığınızda yanınızda olur.

Ona en çok ihtiyacınız olduğu zaman sizden kaçmaz

Hayat her zaman sadece gün ışığından veya aydınlık anlardan ibaret değildir. Hastalık her birimiz için garantisi olmayan bir durum. Hasta olduğunuzda, kendinizi iyi hissetmeyebilirsiniz. Hatta görünümünüzden de şikayet edebilirsiniz. Partneriniz sizden kaçmak yerine sizin yanınızda olmalıdır. Sizi siz olduğunuz için sevmelidir kısacası.

Tavsiyelerinizi dinlemeli

Fikirlerinize değer veren ve söyleyeceklerinizi duymak isteyen özel bir kişi bulduysanız, ona sarılın ve ufak sıkıntıları beraber aşabileceğinizi hatırlatın. Hayatınıza kabul ettiğiniz insanları yarı yolda bırakmayın.

1048c43d10ae423aa286f32fc644abea

Ceviz kabuğunun muhteşem etkisi: 5 günde yok ediyor!

Diş sağlığını korumak için evde uygulanabilecek alternatif yöntemler çok merak ediliyor. Ağız sağlığını tehdit eden diş tartarlarını doğal şekilde ortadan kaldırmak mümkün mü? Diş tartarı evde nasıl temizlenir? Koruyucu Sağlık Uzmanı Prof.Dr. Oğuz Özyaral, ceviz kabuğu ve 1 bardak su ile 5 gün içerisinde etki gösterecek bu tarifi paylaştı

ABONE OL


Diş tartarı için ceviz kabuğu suyu nasıl hazırlanır?

Koruyucu Sağlık Uzmanı Prof. Dr. Oğuz Özyaral, evde basit malzemeler kullanarak ağız ve diş sağlığının korunabileceğini söyleyerek, "8 adet kırılmış ceviz kabuğunu 1 bardak su içerisinde koyu renk alana kadar yaklaşık 10 dakika kaynatıyoruz.

10 dakikadan fazla kaynaması suyun acılaşmasına neden olabilir. Çay demler gibi kabukları kaynattıktan sonra 5 dakika kadar dinlendiriyoruz.


Sıfır atığa da destek veren ceviz kabuklarının kaynatılmasıyla oluşan bu sıvı tartar oluşumunu önlüyor" dedi.


Cevizin özellikle yaprak kısmında juglon denilen bir maddenin bulunduğunu ve bu maddenin antiseptik özellik taşıdığını ifade eden Prof. Dr. Özyaral, "Ceviz kabuğunu kaynatarak elde ettiğimiz sıvıda antiseptik bir özellikle oluşacak ve biz diş etlerimizi de koruyacağız.


Diş macunuyla ağzımızı fırçaladıktan sonra elde ettiğimiz sıvıyla tekrar ağzımızı fırçalayacağız.


Sonra tekrar dişlerimizi fırçalayabilir ya da hafif bir gargara yapabiliriz. Bütün bunlar ağız ve diş sağlığı için çok önemli" diye konuştu.


Ceviz suyu ile gargara da yapılabilir

Kaynatılmış ceviz suyunu diş sağlığı için gargara olarak da kullanabileceğini belirten Prof. Dr. Özyaral, "Hazırladığımız bu sıvıyı karbonatla karıştırıp gargaranın gücünü artırabiliriz.

Önemli olan antibakteriyel bir özellik sağlanması. Antiviral bir özelliği yok ama ağız florasındaki dengeyi ve sağlığı koruyabilmek için gerekli.


Elde ettiğimiz ve içinde juglon oluşan koyu renkli sıvı özellikle diş etleriyle diş arasında kalan bölgedeki tartarların da çözülmesi için destek verecektir."


Buzdolabında 6 gün sakalanabilir

Hazırlanan sıvının buzdolabında 6 ila 7 gün süreyle muhafaza edilebileceğini söyleyen Prof. Dr.Özyaral, "Bu sıvıyı günde 2 sefer kullanabiliriz. Yaklaşık 1 dakika dişlerinizi fırçalayabilirsiniz" ifadelerini kullandı.

Dişlerdeki tartara 5 gün içerisinde etki ediyor

Dişlerdeki tartarın çözülmesini sağlayacak sıvının 5 gün içerisinde etkisini gösterebileceğini belirten Prof.Dr. Özyaral sözlerini şöyle tamamladı:

"Önce diş macunu ya da diş antiseptiği bir gargara ile ağzınızı çalkalayıp temiz hale getiriyorsunuz. Orada bir yemek yükü olmamalı.


Temiz dişleri koyu renkli sıvı ile fırçalamaya devam etmemiz gerekiyor. Bu sıvı, dişlerde oluşan tartarın çözülmesini sağlayacak.


Ağzımızdan da o koyu rengin gitmesi için diş macununuzla tekrardan ağzınızı fırçalayıp bir rahatlık elde edebilirsiniz.


Başladığınız günden itibaren 5-6 gün içerisinde etkisini görebilirsiniz. 1 haftalık kürlerle ayda 1 kez yapsanız, 2'nci ayda tekrar tartar oluşumunu önlemiş olursunuz."


5076ccde2d9c4735ab4b951f020c8ef0

Doğal afrodizyak ‘Çakşır Kökü’

Zonguldak'ta 22 yıldır aktarlık yapan İsmail Yılmaz, Viagra'ya bitkisel rakip olarak gösterilen Çakşır Kökü'ne vatandaşların rağbet ettiklerini belirtti.

Araştırmacıların Çakşır Kökü bitkisinin cinsel gücü artırıcı ilaç olarak kullanılan 'Viagra'ya ham madde olabilecek nitelikte olduğunu açıkladığını ifade eden Yılmaz, aktarlarında bulunan bu bitkiye vatandaşların yoğun ilgi gösterdiğini söyledi.

Cinsel sorunlar yaşayan vatandaşlara doktorlar tarafından da tavsiye edildiğini vurgulayan Yılmaz konuşmasında, "Araştırmacılar, Çakşır Kökü bitkisinin cinsel gücü artırıcı ilaç olarak kullanılan Viagra'ya ham madde olabilecek nitelikte olduğunu açıkladı.

Bu şifalı bitkinin önemli olan cinsel sorunlar için ince öğüterek balla karıştırıp yenilmesini tavsiye ediyoruz. İlaç olarak da afrodizyak etkisinden yararlanılmaktadır. Özellikle doktorlar hastalarına Çakşır Kökü tavsiye ediyor. Cinsel sorunlar yaşayan vatandaşlarımızın bu bitkisel kökü denemelerinde fayda var" dedi. (İHA)

Cinsel Arzuyu Arttıran Besinler

5d4b7532ed4945be862dbc0bc6b038e3

Glaseli kek

Yumurtaları tozşekerle çırpın, portakal kabuğu rendesi ve un ilave ederek iyice çırpmaya devam edin.



Yumurtaları tozşekerle çırpın, portakal kabuğu rendesi ve un ilave ederek iyice çırpmaya devam edin.
Neye ihtiyacımız var?
4 yumurta
300 gr. un
300 gr. toz şeker
1 portakal
30 gr. tereyağı
200 gr. pudra şekeri
limon suyu
 
Nasıl yapıyoruz?
Yumurtaları tozşekerle çırpın, portakal kabuğu rendesi ve un ilave ederek iyice çırpmaya devam edin. Bu karışıma erimiş tereyağını da ekleyip karıştırın. 24 cm. çapındaki kek kalıbını yağlayıp unlayın; hazırladığınız kek karışımını kalıba dökün ve önceden ısıtılmış 180 derece sıcaklıktaki fırında yaklaşık 1 saat pişirin. Üzerinin glasesi için pudra şekerini ve bir çay kaşığı limon suyunu karıştırın, karışım çok yoğun olursa birkaç damla limon suyu ekleyerek inceltin. Pişen keki fırından alıp iyice soğuttuktan sonra üzerini glaseyle kaplayarak servise hazırlayın.



d4d4c9e9b51a476ab03985c6cc3fbe69

Zor zamanlarda ruhunuza iyi gelecek 20 öneri

Akıl ve ruh sağlığınızı koruyup güçlendirmek için 20 öneri...



Akıl ve ruh sağlığınızı koruyup güçlendirmek için 20 öneri...
Zor zamanlardan geçiyoruz. Hem ülkemizde hem de dünyada acı dolu günlerin arkası kesilmiyor. Ancak ne olursa olsun hayat devam ediyor, biz istesek de istemesek de. Böyle zamanlarda yolunuza devam edebilmek, akıl ve ruh sağlığınızı koruyup güçlendirmek için hatırınızda tutmanız gereken 20 öneriyi sizin için derledik:
 
Kendinize, bir hafta boyunca herkesten ve her şeyden uzaklaşma şansı tanıyın. Çok daha yenilenmiş hissedeceksiniz.

 
İçinizden ne kadar çok ağlamak geliyorsa o kadar çok ağlayın. Uzmanlar ağlamanın insanların ruh sağlığını güçlendirdiğini belirtiyor. Hayata karşı duruşunuzun daha güçlü olduğunu hissedeceksiniz.

 

 
Dün yaşananları telafi etme imkanımız yok ancak yarınlar bizim, kaybetmek de kazanmak da bizim elimizde. Yarınınıza odaklanın.

 
Her yeni gün beraberinde yeni olanaklar taşır. 'Keşke'lerinizden uzaklaşın, olanaklara dikkat kesilin.

 
Yaşamın %10 başımıza gelenlerse %90'ı bizim onlara karşı verdiğimiz tepkilerden ibaret. Kurban değil aktör olduğunuzu fark edin.

 

 
Yaşamınızı başkalarının yaşamıyla karşılaştırmaktan vazgeçin ve kendinize odaklanın.

 
Daha pozitif sözcükler kullanın.

 
Kaybettiklerinizi geride bırakın.

 
Kendinizi sürekli geliştirmeye çalışın.

 

 
Sosyal medyada geçirdiğiniz zamanı günlük 30 dakika olarak belirleyin.

 
Size iyi gelmeyen insanları hayatınızdan çıkarın.

 
Akşam belirli bir saatten sonra telefonunuzu kapatın, kendinizi yenilemek için özen gösterin.

 
Son iki yıldır giyinmediğiniz kıyafetlerinizi ihtiyacı olan insanlarla paylaşın.

 
Uykuyu önemseyin.


 
Doğada, parkta ya da şehrin sakin semtlerinde uzun yürüyüşlere çıkın. Hem çevrenizi hem kendinizi keşfedin.

 
Yeryüzüyle gerçek bağlar kurun, ekip biçmeseniz bile işlenmiş gıdalar yerine doğal gıdalarla beslenmeye özen gösterin.

 
Tüketiminizi kontrol altına alın, bir şey alacağınız zaman ilk önce şu soruyu sorun: buna gerçekten ihtiyacım var mı?

 
Kendinizi ne yalnız hissedin ne de yalnızlığa sürüklenin. Derdinizi paylaşmaktan ve yardım istemekten çekinmeyin, unutmayın hayat paylaştıkça daha güzel.

 
O an için yapabileceğinizin en iyisini yaptığınızı kabul edin, eğer daha iyisini yapma imkanınız sürüyorsa, durmayın; ama yapmadıklarınız için pişmanlık duymayın.

 
Gülümsemekten asla vazgeçmeyin.

 
 



f9651c42bf4444b8a0d912f2b51bdfe1